Gidenler neleri götürüyor çok iyi biliyorum ama gelenlerin neler getirdiğini yeni öğrenmeye başladım. Duygularımı ifşa eden bir yalınlığın içinde arterlerim koparılırcasına yaşıyorum bu zamanlarda. Neredeyim hangi zamanda hangi ayı deviriyoruz saat kaç bilemiyorum. Karar verip kararlılığını sürdürmeye çalışma çabası tırnağı etinden ayırmak bu aralar. Hele bir de omuzuna başını koyabileceğin elini dayayıp bir duvara nefes alabileceğin, kimse yoksa nasılda yorar insanı o anlar.
Şimdi istek bir hayat yapsam gelir mi dersiniz bana? Belki gelir...
Biri olmalı; cesur, bilek kuvveti yürekliliğiyle eş değer, kaşı gözü mühim değil, cümleleri dökülürken ağzından hissetsin önce sonra konuşsun, konuşurken titresin her bir hecede sesi ne zormuş sevmek öyle anlatsın bana, önemli değil iltifat etmesin, şaha kaldırmasın kelimeleriyle hissettirsin yeter, yeri geldiğinde senden önce müdahale etsin yeri geldiğinde saygı duyup susmayı bilsin ama her zaman yanında, her zaman yastığının diğer ucunda olsun.Olsun be bir kere de olsun.
Git! diyor beynim, kalbim hacim olarak beynimden büyük olmasa da yine onun hissettikleriyle hareket ediyorum ve bekliyorum bu şehir de, bu şehri terk edeceğim o günü.
Eskiye dair her şeyi silip atmak imkansız, en büyük acıyı eskiler bırakmadı mı sende? Unutma çabası verme o yüzden, zamanını harcama. Zamanın değerini saçlarına karlar düşünce oturduğun yerden birilerinin yardımıyla kalkacağın da anlamana ne gerek var, hayatında bir şeyler yapmak istiyorsan savaşını vermeye bir dakika bile kaybetmeden başlayacaksın. Keşke demek faydasız en iyi sen bilmiyor musun bunu?
Start işareti verildi ve ben başladım.
Sonuç ne olur bilmiyorum, bu hayat benim, hiç kimsenin hakkı yok benim hayatım hakkında karar vermeye, hakkı olanlar o haklarını çok kez kaybettiler. Sonuçta ben sonunu düşünmeden gireceğim bir yolda ya batacağım ya çıkacağım ama bu benim kararımla olacak. İnsanı en çok başkalarının istediği hayatı yaşarken önüne çıkan olumsuzluklarda birilerini suçlamak yıpratıyor, şimdi verdiğim bu kararda önüme çıkan lanet, uğursuz bir olayda ' Ben istedim bunun böyle olmasını' diyeceğim, kendimle mücadele edeceğim, beddualarım kendime olacak, kendi elimi kendim tutacağım ya da kendi elimi kendim bırakacağım. Kimseden hiç bir vaat beklemeden, kimseye sığınmadan sadece kendimle, kendimce gideceğim...
Eskilerden yazacağım bir ara böyle hayatıma girmiş iz bırakan insanlardan, en çok acıtanla en çok mutluluğu verenleri dizeceğim boncuk boncuk ipime...
İyi geceler... ( Günün en çok sevdiğim anı gece olmasına rağmen uyumak zorunda olmak kötü oluyor. Sanırım uykusuz geçen günlerimde sevdim onu bu kadar.)
Translate
13 Aralık 2011 Salı
5 Aralık 2011 Pazartesi
Ben bir şey istemedim ki hayattan. Biri olsun çok sevsin çok seveyim istedim. Aşk derken yüreği sızlasın, onunla yaşayım benimle yaşasın, onunla öleyim benimle ölsün istedim. Ben birşey istemedim ki sarhoşluğu onunla yaşayım şarhoşluğunu benimle yaşasın istedim. Bana dokunmaktan korksun ama en hep yanımda olsun istedim. Ben sevmek istedim sevilmek istedim. Ben çok birşey istemedim ki hayattan... Bir evim olsun istedim bahçesinde en güzel çiçekleriyle en güzel meyve veren ağaçlarıyla onunla beraber uğraşmak istedim. Bir çocuğumuz olsun istedim adını düşünmedim, düşünemedim.
Nefesim tıkanıyor, ellerim ayaklarım uyuşuyor, neyin sarhoşluğudur bu? Böyle özledim diyen bir adam var sanki kıyamam diyen gülüşüne ömrümü veririm diyen hatırlıyorum hayal meyal. Seviyorum demek istiyorum seni çok seviyorum, neden söyleyemiyorum? Ben sende mi bıraktım sevmeleri? Sen nerde bıraktın? Ben hala hatırlarım seni gözlerime baktığında kelimelere ihtiyaç duymadığını...
' Anne ' diye başladım o yazıya ' Anne ' diye bitirdim.
Her yer dönüyor. Yoksun işte. Ben sadece yazmaya çalışıyorum dönerken dünya.. Ben ölüyorum,
ağlamak istedim sadece... Ağlıyorum.... Bilincim yerinde değil..
Hayatı öyle derin çektim ki içime, içim ağrıdı, başım ağrıdı, gözlerim ağrıdı, kocaman bir ağırlık oturdu yüreğime, sadece uyuyakalmışım farklı birşey yapmadım aslında herzaman yaptığımı yaptım gözlerimi kapattım bu sefer daha ağır o kadar...
Nefesim tıkanıyor, ellerim ayaklarım uyuşuyor, neyin sarhoşluğudur bu? Böyle özledim diyen bir adam var sanki kıyamam diyen gülüşüne ömrümü veririm diyen hatırlıyorum hayal meyal. Seviyorum demek istiyorum seni çok seviyorum, neden söyleyemiyorum? Ben sende mi bıraktım sevmeleri? Sen nerde bıraktın? Ben hala hatırlarım seni gözlerime baktığında kelimelere ihtiyaç duymadığını...
' Anne ' diye başladım o yazıya ' Anne ' diye bitirdim.
Her yer dönüyor. Yoksun işte. Ben sadece yazmaya çalışıyorum dönerken dünya.. Ben ölüyorum,
ağlamak istedim sadece... Ağlıyorum.... Bilincim yerinde değil..
Hayatı öyle derin çektim ki içime, içim ağrıdı, başım ağrıdı, gözlerim ağrıdı, kocaman bir ağırlık oturdu yüreğime, sadece uyuyakalmışım farklı birşey yapmadım aslında herzaman yaptığımı yaptım gözlerimi kapattım bu sefer daha ağır o kadar...
Ben yazarken ağladım, okurken de sen ağla.. K.T.
14 Kasım 2011 Pazartesi
TARİFİ YOK, NEREYE GİTMEYE ÇALIŞSAM YOLUM HEP SANA ÇIKIYOR BU ARALAR
Adıma dokundu sesiyle ' Özlemişim sesini duymayı. ' dedim ' Bende seni özlemişim. ' dedi. Sustum.
Keşkelerle yaşamak olanaksız insanın hayatında.
Aşk her dilde ayrı söylense de duygu aynı, tarifi olamayan bir mutluluk. An olur hiç bir şey hissetmezken an gelir sana kimsenin hissettiremediğini hissettirebilir. Ağzından çıkabilecek tek bir kelimeye kilitleyebilirsin kendini. Bakışlarını ararsın, sesini ararsın, kokusunu ararsın... Arayışların bitmez ve sadece bir noktaya bağlanır o arayışlar. Aptallaşırsın, şapşallıkların bitmez. O duygunun yüzüne getirdiği ışık bambaşkadır herkes fark eder. Bir başka gülümsersin bir başka konuşur bir başka sinirlenirsin hüznün bile bir başkadır aslında hüzün bile kapını çalmak istemez kendisini sonraya saklar. Sen saklan hüzün hüzünleneceğim tek an gözlerinin içine bakarak ' Hoş geldin' derken ' İyi ki varsın' derken olsun. Olsun be varsın bir daha bitireyim sonunda kendimi ama değer şu mutluluğu yaşamaya.
Sözcükler kifayetsiz...
Keşkelerle yaşamak olanaksız insanın hayatında.
Aşk her dilde ayrı söylense de duygu aynı, tarifi olamayan bir mutluluk. An olur hiç bir şey hissetmezken an gelir sana kimsenin hissettiremediğini hissettirebilir. Ağzından çıkabilecek tek bir kelimeye kilitleyebilirsin kendini. Bakışlarını ararsın, sesini ararsın, kokusunu ararsın... Arayışların bitmez ve sadece bir noktaya bağlanır o arayışlar. Aptallaşırsın, şapşallıkların bitmez. O duygunun yüzüne getirdiği ışık bambaşkadır herkes fark eder. Bir başka gülümsersin bir başka konuşur bir başka sinirlenirsin hüznün bile bir başkadır aslında hüzün bile kapını çalmak istemez kendisini sonraya saklar. Sen saklan hüzün hüzünleneceğim tek an gözlerinin içine bakarak ' Hoş geldin' derken ' İyi ki varsın' derken olsun. Olsun be varsın bir daha bitireyim sonunda kendimi ama değer şu mutluluğu yaşamaya.
Sözcükler kifayetsiz...
8 Kasım 2011 Salı
21 Ekim 2011 Cuma
Bir çığlık koptu, dünyam yine başıma yıkıldı. Nerdesin?
Rüyalar: Uçarsın düşersin hiç birşey olmaz sana sadece bir sarsıntı hissedersin yatağında. Mutlusundur çoğu zaman, göremediğini getirir o rüyalar. Sarılırsın bazen sımsıkı, elini tutabilirsin özlem olmaz rüyalarda çünkü hep gönlünün sahibi yanındadır. Ağlarsın bazen ıslanmaz yanakların. Rüya olduğunu bildiğin içindir belkide o yataktan hiç kalkmak istememen.
Kabuslar: Oyun oynar bizimle. Hiç sevmediğimiz hiç istemediğimiz en çok korktuğumuz anları yaşatır. Aslına bakarsan onlarda yüreğimizden korkuyla geçirdiğimiz anlardır hiç yaşamak istemediğimiz. Rüyalarımızın tam aksine düşsek o sarsıntıyı hissederiz uyanmak isteriz uyanamayız, ağlarız çok ağlarız yanaklarımızın ıslanması yetmez yastığımız ıslanır uyanamayız. Bir çok korkunç denecek tecrübeyi rüyalarımızda yaşarız ama bunun bize gerçek hayatta faydası olmaz. Bazen diyorum ' Keşke yaşadığımız o kötü anlar kabuslarımızı doldursaydı ve bize yaşadığımız dünyada tecrübe olsaydı da biz engel olabilseydik birşeylere ya da bir çok şeylere.' Olmayacak şeyler istememek gerek ama olsaydı keşke...
Sen ne zaman gideceksin benden bilmiyorum. Gitmeni istiyormuyum onu da bilmiyorum. Böyle bazen inceden gelen o sızı, içime bıraktığın özlem seni düşününce ağlamaklı olan halimi bile sevebiliyorum sanki. Nasıl başardın bunu, ne yaptında bu kadar bendesin? Yüreğimi nasıl kilitledin hiç bir anahtar fayda etmiyor, hangi cilingir gelirse gelsin beklemekten başka yapacak birşeyleri yok. Onda diyorum. Sadece o izin verirse olur. Adını söyleyemiyorum onlara dilim tutuluyor. Korkmuyorum aslında ama olur da vazgeçersen... Senin aşkın bunu yapmaz bana, benim aşkım zaten bırakmaz yakanı. Rüyamsın, rüyanım...
Gülmek diyorlar gülmek sana çok yakışıyor yalan söylüyorlar. Siz beni bir de ağlarken görün...
Suçlusundur hep. Nedenini senden başka herkes bilir sen bilmezsin. Sana hep doğruluktan bahseden insanlar bir gün çıkar köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin muhabbeti yaparlar. İnkar etsende doğru olanın bu olduğunu öne sürerler yapacak birşey yok ben o bahsettiğinizi yapamam sizi bu yolda uğurlar olsun...
Ne kötüdür bir annenin omzuna yaslanarak derdini anlatamamak. O anne sıcaklığını baba huzurunu bulamamak... ve nankörlük sen ne beter birşeysin tarifin yok...
Yalanını seveyim yalan dünya...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Öne Çıkan
Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...
İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun. İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler
-
Geçmişte, tekrar ve gelecekte hep yaşanacaklar... Kimlerin affediciliği ağır basıyorda tükürdüğünü yalıyor yada unutuyor söylenenleri bilm...
-
İlk kez ne anlatacağımı bilmeyerek açtım bloku... Birikmedi içimde yani ne yazacağım... His'siz geçen saatlerimde, hissetmek istedikl...
-
Ne kadar çok düşündüysem o kadar içine çekti beni. Acaba ben ciddi anlamda bu ilişkiye şans vermedim mi? Sadece olmayacağını düşünerek hep...