Translate

17 Ağustos 2021 Salı

Ayrı Dünyaların İnsanlarıyız... Çekme Beni O Dünyacıklara Lütfen...




'Bir duyan olsa bir gören olsa ne derler !'e aldırmadım. Bütün tabularımı yıktım, iç sesimi susturdum, gözlerimi kapattım ve istediğim yerde oldum. Bir zamanlar yazdığım; 'Bence bazı insanlar gülümsemeyi meslek edinmeli...' cümlesinin sahibiyle huzuru paylaştım. 

Neyi anladım biliyor musunuz; kişi geçmişinde ne yaşamış olursa olsun insanın kalbi ve benliği o yaşadıklarıyla beraber onu kabul ediyormuş. Gözü görmüyor, kulağı işitmiyormuş bu güne kadar hayatına ters gelen takıntılı hallerini bile bir çırpıda siliyormuş. 

Yıllar önce taslak olarak kaydettiğim yazının devamını getirmek pekte kolay olmadı, bir kısmını silmekle başladım tekrar yazmaya.

İnsanın zamanla duyguları, korkuları, inandıkları değişebilir mi? Değişebiliyormuş ne yazık ki... Dünya düzenine ayak uydurmakta direnen bir avuç insandan olabilmek ne kadar da kıymetli. Hani şu cümleye başladığım paragraf var ya; ' 'Bir duyan olsa bir gören olsa ne derler !'e aldırmadım. ' nasıl büyük bir cesaretmiş o öyle dedirtti kendi kendime. Tabuların yıkılması ve istenilen yerde olunması... vay be...
İnanmak önemli tabi, ya kendine ya karşında durana... İşin kötü tarafı ne biliyor musunuz insan bir çok duyguya inancını tüketebiliyormuş zaman aktıkça. Saygıya, sevgiye, emeğe, sessizliğe,.. Hani insanlık olarak  büyüklerimizi sayıp, küçüklerimizi koruyacaktık, yükselip ileri falan gidecektik bu dünyada. Biz yıllarca bunlar için yemin etmedik mi? Ezbere yapılan işlerin hiç bir anlamı yok üstadım. Ezberlemekle anlamak birbirlerine ölesiye zıt. 

Anlamıyorlar... 

Sen çocukken her sabah ya da öğlen sınıflara girmeden okuduğunun ne anlama geldiğini bilmeden yaşadın bu evrende. Küçükler korunmadı, büyükler sayılmadı, yurdumuz ve içindekiler kendinden çok sevilmedi. Bencillik dozunda olmadı bu ülkede.  Yükselip ileri mi gittik yerin dibine mi girdik vallahi ben karar veremedim, siz karar verirsiniz artık. Açılan yollar kapandı, hedefler şaştı, varlık denilen bencillikle her şeyi yok sayarak yaşadı, kimse kimseye bir şeyler armağan etmedi üstelik başkasının olana göz dikildi... Sözün özü insanlık yörüngesini şaşırdı, eskiden korunan çocuklarımız yavrularımız sapkın duygular besleyen insanlar tarafından iğrenç isteklere kurban edildi ekranların başında ağlayan bir avuç insan kaldı, kulaklarını tıkayan ve gözlerini kapatanlar ise ocaklarına düşen ateşten sonra ses çıkartmaya kalktı. Kadınlar hunharca katledilmeye çalışılırken ses çıkaran kişiler cezalandırıldı.
Sonra mı? 
Sonra yaşanan bir erkeğin kadını darp etmesi durumunda 'aman karışmayalım, boş ver sana ne?.. Ya bırak kapat kapını, ne yapıyorlarsa yapsınlar.' cümleleri havada uçuştu. Boş mu verdik? Bir çoğumuz boş verdi, ne zamana kadar biliyor musunuz ocaklarına ateş düşene kadar. Kimse öğrenemedi adaletsizliğin, haksızlığın, şiddetin, saygısızlığın ve sevgisizliğin karşısında dimdik durmayı.. Kimseye öğretemeyeceğiz, rengini belli etmeyi, siyahın yanında siyah olacaklar, beyazın yanında beyaz, kırmızıya mor diyecekler ve onaylayacaklar, maviyi yeşili yok sayacak bir kısım güruh, bir kısım güruhta onların onları destekleyecek mavi ve yeşilden bir çıkarı yoksa tabi ya da mavi ve yeşil diyenler daha güçlü değilse falan. 

İyi ki sonsuzluk yok dedirtiyor bu düzen insana... 

Dünyada bulunan kaynaklarımız sonsuz değil mesela, sonsuzmuş gibi yaşıyorlar. Bir kısım ellerinde çöple uygun bir yer bulana kadar beklerken diğeri içine edebiliyor bulunduğu her yerin. Bir kısım; 'Gereksiz elektrik harcamayalım.' derken diğeri 'sana ne senin mi cebinden çıkıyor parası yak gitsin.' diyor. (ben bunlara hangi küfrü etsem ki bilmiyorum, hoş küfür etmeyi de bilmiyorum. Aslında eskiden bir kaç tane biliyordum kullanmayalı epey unutmuşum zor zamanlar için saklamak gerekiyormuş.) 

Keşke her insanın kalbinde ki o ufacık sevgi hiç tükenmese, diğer ufacık sevgiyle birleşince büyür kocaman olurdu. Seven insan kötülük yapmazdı, düşünebilirdi, değer vermenin anlamını değer gördükçe anlardı. Herkes iyi olunca da iyinin kıymeti bilinmezdi diyorlar, şimdi çok mu biliniyor sanki. Bu da laf işte. Bazı insanlar da işleri olmadığı için mi konuşmuş ne yapmış anlamıyorum, küçücük cümlelerin altında ezmişler dağ gibi insanları...

Neyse uzun zaman sonra yazmanın verdiği amatörlükle de olsa tamamlandı sayılır yazımız. 

Şu pandemi döneminde sağlıcakla kalın...


Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler