Translate

6 Haziran 2013 Perşembe

' Kendine iyi bak! ' tı son cümlem sana sen giderken ve sana olan tek duam. Kendine iyi bak sevgili çok yaşa ki bana yaşattığın acılar yüreğine sığabilsin.




Hissizlikle suçluyorum bu aralar kendimi. Hiçbir şey olmamış hiçbir şey yaşamamış gibi. Ne çok mutlu olmuşum ne çok mutsuz. Hissetmiyorum bu aralar yüreğime yadigar bıraktığın o sızıyı. Susuyorum öylesine, ağlıyorum öylesine, bağırıyorum öylesine... Sanki olmamışsın gibi yaparak kendimi avutmaya çalışıyorum öylesine. Sanki hissiz hissiz sebat etmeye çalışıyor yüreğim. Hayır, bu öylesine yada hissizlikle yapılan bir şey değil, isyanlarını bastırıyorum yüreğimin şükürler yamalıyorum dilime...
Böyle garip garip yüreğime mesken duygularla yürümeye çalışırken, geliverir kuru bir mesaj: ' Hayırlı Kandiller...' Toplu mesajlar genelde kısadır ve herkese gönderilecek kadar özensiz ama şimşekler çakar gök gürler yağmur yağar işte..

Bir insana ihtiyaç duyduğun anda, o insanın sana sırtını dönüp gitmesi; yıkar, tuz buz eder özenle inşa edilmiş kaleleri. Aslında bilip inkar edemediğin gerçekler bir bir dizilirler karşına ve yine o baskı grubu ' Biz söylemiştik... ' :) (Özür dilerim yazarken de yüzümde küçük bir tebessüm oluşturdu o yüzdendi o simge) İlk değildir bu yaşanan, daha öncede yaşanmıştır defalarca aynı olay ama bir fark vardır; bu kez ona ihtiyacın olduğunu, sana destek olması gerektiğini, kuru da olsa bir kelime duymak istediğini söylemişsindir. Evet ne yazık ki bunu bizzat söylemişsindir. Nasıl bir körlük nasıl bir vurdum duymazlık, nasıl bir vicdansızlık mühürlediyse yüreğine düşünmeden gider ve bitirir öldürür işte aşkı da sevgiyi de. İnsanlar da vicdan göstermelik olmuş artık üstadım, inanma olur mu...

Nefret mi? Neden, neye, kime karşı? Her zaman savunmuşumdur bu düşüncemi şimdi yine savunuyorum: Eğer bir insan sana aşıksa sevin, mutlu ol, al onu sar sarmala sakla. Eğer bir insan senden nefret ediyorsa yine sevin; sana karşı hala bir şeyler hissediyor demektir. Eğer bir insan sana karşı hiçbir şey hissetmiyorsa kork, neyin varsa al götür oradan, git uzaklaş... Çünkü artık ne varlığın ne de yokluğun onun için hiçbir önem izah etmiyordur.

Unutmak pek zor üstadım. Unuttum demek yetmez ama öyle bir an gelecek ki neyi unutmak istediğini unutmuşsun işte o zaman unutmak eylemi gereğini yerine getirecektir. Hala canım yandığına göre ben hala unutmuş sayılmam. Beynimde, kalbimde allak bullak duygularla mücadele etmekteyim bu aralar, iki kelimelik bir mesaj bile dağıtabiliyorsa bütün günümü yok üstadım yok ben daha pek bir tazeyim, bayatlamam lazım bu yolda.

O kadar karmaşıklığın arasında birisinin çıkıp gelmesi ne tuhaftır; senin için heyecanlanan, duygularını yüzsüzce ifşa etmek yerine incitmekten korkarak eylemlerini gerçekleştiren birisinin, sessiz sedasız yaklaşan fetih planını inceden hissettirmesi, yanında olma çabası... Sen okyanusta kalmış yalnızlığınla boğuşurken senin yanına gelmekten korkmayan birisi. Bu durum bir kara parçası görmüş gibi sevinip sarılmayı mı gerektirir o yalnızlıkla ölümü beklemeyi mi? Bilemedim şimdi. Tazelikten olsa gerek. Zaman üstadım yanılmamak için biraz daha zaman...

Hayırlısı üstad, herşeyin hayırısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler